İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında İBB iştirakleri KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt ve İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay ile İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanı Seyfullah Demirel’in de aralarında bulunduğu 45 kişi geçen hafta Cuma günü gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınan isimlerden Ekrem İmamoğlu’nun Koruma Müdürü Mustafa Akın, dün Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde ifade verdi. Akın’a “suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, üye olma”, “rüşvet”, “ihaleye fesat karıştırma”, “edimin ifasına fesat karıştırma”, “irtikap” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçları isnat edildi.
‘KAMERA KAYIT CİHAZI’ OLAYI: STANDART LOJİSTİK TAŞIMANIN GEREKTİRDİĞİ BİR UYGULAMA
1993 yılında Ağrı Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde göreve başladığını ifade eden Akın, Kenan Evren’in yakın koruma görevini, Berlin Başkonsolosluğu’nda güvenlik ataşesi gibi pek çok görevde çalıştığını beyan etti. Şüphelilerden Davut Bildik’in Başkanlık konut binasına ait kamera kayıt cihazını sökmesini istediği iddialarına ilişkin olarak Akın, “21 Mart 2025 akşamı Belediye Başkanlığı resmi konutunun taşınması kararı alınmasından dolayı akşam üzeri konutta bulunan sorumlu arkadaşlarla beraber konutun artık boşaltılacağını ve konutta bulunan iade edilmesi gereken demirbaş eşyaların belirlenerek ilgili birimlerine kayıtları araştırılarak teslim edilmesini konuştuk. Konuştuğumuz arkadaşlarımızdan biri de Davut Bildik’tir. Burada hiçbir arkadaşımıza kesinlikle hiçbir talimat yoktur bu tamamen standart lojistik taşınmanın gerektirdiği bir uygulamadır” dedi.
“KAMERALARIN KAPATILMIŞ OLMASI GÖREVİN EKSİK YAPILDIĞINI GÖSTERİR”
Ekrem İmamoğlu’nun toplantı yaptığı bir otelde güvenlik görevlisinin valizle girmesinin ve oteldeki kameralara bant çekilmesinin nedeni sorulan Akın, bu soruya, “Bu valizlerin içerisinde Terörle Mücadele Kanununa göre özel koruma kararı bulunan Sayın Ekrem İmamoğlu’nun toplantı yapacağı mekanlarda herhangi bir saldırıya karşı önlem almak suretiyle kullanılan jammer cihazı mevcuttur. Daha evvelden The Marmara Otelinde ve Balıkçı Kahraman isimli mekanın çıkışından itibaren sayın Başkanın mahrem ve kişiye özel görüntülerinin ilgisi olmayan basın yayın kuruluşlarına servis edilmesinden dolayı bizler sayın başkanın koruma ve kollama görevini yapan arkadaşları olarak yapmış olduğumuz toplantıların mahremiyetini sağlamak adına sadece toplantı salonunun girişindeki kameraların kapatılmasının kararını ekip olarak aldık ve bu arada otelin ya da mekanın başka bir alanındaki hiçbir iletişim ağını ya da görüntü alınmasını engelleyecek hiçbir faaliyette bulunmadık” yanıtını verdi.
Akın’a bunun üzerine Ekrem İmamoğlu’nun aynı otelde yaptığı bazı görüşmelerde neden kameraların bantlanmadığı soruldu ve Akın da “Bu tarihlerde kamera görüntülerinin neden kapatılmadığını bilmiyorum ancak İBB çalışanları ve özel kalem müdürü ile yaptığı kısa toplantılarda bir güvenlik açığı oluşmayacağı için veyahut bazı toplantıların mahremiyet gerektirmeyeceği için kapatılmamış olabilir. Kameraların kapatılmamış olması da görevin eksik yapıldığını gösterir” dedi.
Hesap hareketleri sorulan Akın, bu harcamaların eşinin üzerine kayıtlı aracı satıp eşimin üzerine yeni bir araç aldıkları, Çanakkale’de olan bir arsayı almak için borç altın alıp daha sonrasında borsadaki parasını bozarak borcunu iade ettiği, üniversite okuyan oğluna okulu için para gönderdiği şeklinde gerçekleştiğini ifade etti.
“İBB ÇALIŞANLARIYLA AYNI NOKTADA BULUNMAM KADAR DOĞAL BİR ŞEY YOK”
Akın telefon görüşmeleri hakkında ise, “2002 yılından beri kullanmış olduğum telefonumu Başkan Ekrem İmamoğlu’na yakın çalışmam nedeniyle herkes beni arayabilmektedir. Günde 100’e yakın telefon görüşmesi yapmaktayım. Bazen aynı kişiler 10 defa arama yapmaktadır. Kamusal görev yapmamdan dolayı müsait olduğumda bu telefonların tamamına cevap verir, ilgili yerlere yönlendirmesini yaparım. Dolayısıyla görüşmelerimiz tamamen iş ilişkisi içerisindedir.”
Cep telefonunun İBB çalışanları ile ortak baz istasyonunda sinyal vermesinin nedeni sorulan Akın, “Ben Sayın İmamoğlu ile beraber çalışıyorum. Gün içerisinde İstanbul’un birçok noktasında bulunuyoruz. Doğal olarak başkanın ve başkanın arkadaşları ve İBB çalışanları ile aynı noktada bulunmam kadar doğal bir şey yoktur” yanıtını verdi.
Akın’ın avukatı Cihan Ceylan ise “Müvekkilin Ekrem İmamoğlu’nun yakın koruması olduğu gözetildiğinde sorumluluğunun yalnızca fiziksel saldırılardan korunmasından ibaret olduğunun düşünülmesi abesle iştigaldir. Nitekim her ne kadar Belediye Başkanı da olsa Ekrem İmamoğlu’nun özel hayatın gizliliğinin korunmasını ve kişisel verilerinin ihlal edilmemesini istemeye pek tabi hakkı vardır. Bu hakkın tesisinde en önemli vazife müvekkile düşmektedir. Gelinen safhada koruma vazifesinin icra edilmesinin suç olarak yorumlanması hukuk devleti ilkesine alenen aykırılık teşkil etmektedir. Keza geçmişte de günümüzde de pek çok devlet görevlisinin de benzer uygulamalar gerçekleştirdiği kamuoyunca bilinmektedir. Ekrem İmamoğlu’nun her görüşmesinin topluma açık yapılmadığı ve bu hususun da izah edilmek zorunda kalınması üzücüdür” dedi.
İKİ SORUYA ŞERH
İki soruya da şerh düştüklerini ifade eden Ceylan, bu durumu şöyle açıkladı:
“‘Talimatı size kim verdi’ sorusu özgür iradeye müdahale niteliği taşımakta ve bu haliyle yönlendirme barındırmaktadır. Kamera kayıtlarının neden kapatıldığına ilişkin soru ise suç isnadı barındırmamakta, yönlendirme taşımakta ve müvekkilin ve güvenlik çalışma arkadaşlarının çalışma şekline ilişkin işleyişi sorgulama maksadı taşımaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir kararında vurguladığı üzere kolluk görevlilerinin manipülasyonu ile telefon ve tabletlere el konulmasının ve bunu da rızaen teslim tutanağına bağlanmasının hukuka aykırı olduğu hususunu da şerh ile beyan ederiz.”